İnsanın varlığını tespit etme aracı karakteristik özelliklerdir. Kişilik yerine oturduysa insan olma erdemine ulaşılmıştır.
Ama kişilik sabit değilse, istediği zaman istediği yöne kayıyorsa, bugün ak dediğine yarın kara diyorsa, ortama göre bukalemun gibi renk değiştiriyorsa karakteristik dejenerasyonu oluşmuştur. Tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibi her dönem değişiklik gösterir. Kişilikler birden çok değişikliğe uğrayınca bağımlılık yapar ve karakteristik özellik kaybolur.
Kişiliğini kaybeden bizzat varlığını kaybetmiştir. Var olma sebebini unutmuş demektir. Çevresine güvensizlik verir. İnanmak artık mümkün olmamaktadır. Bu anlamda kişilikler kişiliğini kaybetmiş olur.
Kişiliğini Kutsallaştırma
Kişilerin kutsallaştırılması bir süre sonra aksini inkar bir tehlike olarak addedilir ve karşı çıkılması inanca zarar verir izlenimi yaratır. İnançların kişileşmesi kişilerin toplumda yüceltmesi anlamında gelse de inançlar için bunu söylemek söz konusu olamaz. Çünkü kişiler yüceliğe ulaşırsa bu defa inançlar farkında olmadan alaşağı edilir. Dolayısıyla inançlarda kişiliği değil toplumsal hareket baz alınır ve inancın dayandığı nitelik değerler kişiyi geçemediğinden değer olmaktan çıkar ve toplumda tanınmaz.
Sahip olunan değerlere bağlı kişilik oluşursa aynı düzlemde yaşam sürer ve kaotik bir ortam engellenmiş olunur. Ama değerlerden uzak bir karakteristik davranışlar içerisinde yetişen bir jenerasyonun inancın temel kavramına uygun hareket etmesi olanaksızlaşır.
İşte bu yüzden kişiler değil inançsal, toplumsal ve sosyo-kültürel değerler kutsallaştırılmalı. Saygı duyulmalı. Vazgeçilmez olmalı. Tek hedef onları yaşamak ve geliştirmek olmalı. Aksi takdirde bütün değerler dejenere olur. Kendi toplumsal normların yok olmasına ve kutsadığı kişilikler ortadan kalkınca değerlerinde ortadan kalkmış olma tehlikesi devam eder. Ve bir bakmışsın hiç bir değer taşımayan faklı kültürel normlara maruz kalınmış olur. Bu da toplumsal kültürel kaos meydana getirir. Bunları engellemek ve bütün değerlerin dejenerasyonunu minimize etmek için öncelik değerlerin sahip çıkılmasına özen gösterilmelidir. Toplumda kişiler değil değerler ön planda olmalı.
Şu kişi olmazsa inanç yok olur ya da o kişi olmazsa toplum yok olur değil değerlerimiz olmazsa biz yok oluruz şeklinde davranılması gerekir.
Kişileri kutsamak değerleri kutsamanın önüne geçince kişilikler değersiz kalır.
Sevgi ile kalın.