Her yıl yeni bir seçim ile karşı karşıya kalıyoruz. Her seçimde particilik yapılıyor. Ve nihayetinde kutuplaşma dizboyu.
Artık iki türlü siyasi görüş kaldı geri kalanı elbirliğiyle yok ettiler.
Ya var olan mevcut sistemle bir olursun. O zaman devletçi, vatansever, mümin, iyi insan, kalender, saygın, cennetlik olursun.
Ya da onların karşısında emperyalistlerin uşağı, vatan haini, din düşmanı, aşağılık, gelişmemizi istemeyen odakların ajanı, cehennemlik olursun.
'Ya ben bunların hiç birine inanmıyorum' diyemiyorsun. 'Ya bizimlesin ya da hainsin' diye damgalaniyorsun.
Toplumu da bu hale getirdiler. İnsanlar da tahammül sınırı kalmadı. Kimse kimseyi tahammül edemez oldu. İnsanlar en sevdiği insanları bile aynı görüşte olmadıkları için dinsiz, hain diye nitelendiriyor.
Daha düne kadar birbirlerine ağıza alınmayacak sözler söyleyenler şimdi bir araya gelebiliyor. Ve bu normal karşılayabiliyor.
Oysa onlar daha bir kaç yıl önce aynı söylemleri ( hain odak, hortumcu, yobaz, dinci, dinsiz vs.) birbirlerine sarf ediyorlardı. Şimdi menfaat bunu gerektirdi güç birliği oldu.
Peki soruyorum şimdi halen birbirine bu söylemleri telaffuz edenler yarın birbirleriyle ittifak ederlerse bunun nedenini soracak bir tane vatandaş var mı?
Şimdi bunun nedenini sormayanlarin olmadığı gibi o da olmayacak . Yani kişisel ve parti olarak menfaat neyi gerektiriyorsa o yapılıyor.
Birilerin kendi kişisel ve parti çıkarları için neden halkı kutuplaşmaya ve ayrışmaya daha önemlisi de ikiye bölmeye çalışıyor. Ya bizden olursun ya düşman. Bu iki seçenek sunuluyor ve tercih yapma zorunluluğu getiriliyor. Peki neden?
Hizmete eyvallah ama hizmet ettiğiniz daha doğrusu kendilerine hizmet etmeniz için sizi kendi iradeleriyle o makama ulaştıran halkı neden birbirlerine karşı kin, nefret , adavet beslemesine yol açıyorsunuz?
Her görüşten siyasi partiye sesleniyorum.
Neden?
Kendi görüşünüzden olanların dışında ki herkesi dışlıyorsunuz?
Halkı siyasetten, birbirinden, inançtan, ideolojik düşüncelerden, hayattan ve işinden soğutuyorsunuz?
Bütün bunları siyasete alet ettiğiniz sürece insanlar bunlardan soğur.
Siyaset hizmet yarışıyla olur, laf yarışıyla değil.
***
Mecliste çoğunluk kimdeyse istediği gibi yasa çıkarabiliyor diye bir çok kanun önce çıkarıldı sonra da deneme yanılma yoluyla bunların işe yaramadığı anlaşıldı ve yasalar iptal edildi. O yasalar denenirken de bir çok insan mağdur oldu. Hapse girdi maddi ceza yedi vs.
Peki birisi çıkıp herhangi bir yasanın önce toplum yararına olup olmadığını sorguladı mi ? Bir ön çalışma yapan komisyon kuruldu mu? Toplumun buna hazır olup olmadığı araştırıldı mı? Diye bu bütün soruların cevabını almadan neden yaptınız diye sormuyor sormaz ve sormayacak.
Çünkü biz, soru sormaktan çok aldığımız cevapla yetinen insanlarız. Ne derlerse doğrudur.
***
Şimdi sokaklarda caddeler de müziğin sesini sonuna kadar açmış otobüsler de güya halkı selamlayarak elini sallayan halkın bile tanımadığı adaylar halktan bu şekilde mi oy isteyeceksiniz? Kulakları sağır edersecine kendi siyasi düşüncelerini halkı rahatsız edecek şekilde haykıranlar sizlere selam olsun.
Eğer öyle oy alacağınızı düşünüyorsanız buyrun devam edin.
Ben şahsen kim çok ses çıkarıp beni ve hasta olan ailemden birini rahatsız ederse oyumu ona vereceğim. Hadi bakalım açın müzikleri.
***
İnsanları birbirne küstürdüler. Ve şimdi o küskün insanlardan oy isteniyor. Artık insanlarda seçim heyecanı diye bir şey kalmadı. Her sene milyarlarca lirayı seçimlere yatırıyoruz . Her sene seçim.
Seçimden sonra hiç bir adayın evleri gezip teşekkür bile ettiğini görmedim. Her şeyi köprüyü geçene kadar yapılıyor sonrası kimsenin umurunda değil.
***
Ekonomik kriz bir çok insanı mağdur etmiş durumda. Dolar Euro uçtu yakalayabilene aşk olsun.
Neden?
Üretim yok, tüketim çok.
Bu durumda herşeyin normal olmasını beklemek normal değil zaten.
Önce üretim sonra tüketim. Üretim yapmadan yapılan yol, köprü, şaşalı binalar inşaatlar işe yaramaz. Çünkü bunlarla sadece bir yere kadar ilerilersin. Tarımsal, hayvansal, sanayi, üretimler acilen yapılmalı. Hem ülke için hem de gelecek için bu çok elzem. Kredi vererek bu soru çözülmüyor. Bizzat devletin bu konuda adım atmadı gerek.
***
Maaşları, zamları, krizleri rakamlarla oynayarak düzelteceklerini zannedenler kaybetmeye mahkumdur.