Toplumun içinde bulunduğu ruh hali artık kontrol edilemez boyutlara ulaşıyor. Neredeyse dünyanın yerle yeksan olmasını ister olduk. Hisler, düşünceler, davranışlar o kadar ki dejenere oldu ki canlı türümüzü sorular olduk.
İnsanların tarihten beri kendilerini her anlamda kontrol altında tutması için kabul ettikleri inançlar, insanların hayal dünyasında ki duygularıyla harmanlanınca inançlar menfaat ve kendi egosunu tavan yaptırma aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu değişim insanları kötü düşüncelerden koruyan baskın gücün artik değişerek bu özelliğini kaybetmesine yol açtı. Böylelikle inancın sahiplendirici kudretinden mahrum kaldı insanlık .
Toplumsal davranışlar değişti. Toplumu ayakta tutan topluma toplum olma özelliğini kazandıran komşuluk ve akrabalık ilişkileri değişti. Kötü günde yanında kimseyi bulamayanlar çoğaldı. Düştüğünde bir el uzatan dost bulunmaz oldu. Yüksek ama sevgisi alçak binalarda modern hapis hayatı yaşanır oldu. Yardım eli uzatacak kimse bulunmaz oldu. Toplumsal değişimler bir sonraki jenerasyona robotik insan olarak tarihe geçecektir.
Yiyecekler değişti. Yiyeceklerin içinde ki maddeler mineraller vitaminler değişti. Her öğün de tükettiğimiz ekmeğin ham maddesi buğday ekilip biçilene kadar onlarca kez kimyasal maddelerle sözde ilaçlaniyor ama aslında zehirleniyor. Bu ilaçlar genlerimize işliyor ve biz bitiyoruz haberimiz yok. Mısır, mercimek, arpa, susam ve diğer tüm hububatlarda bu tehlike geçerli. Zaten tarım hammaddelerin hemen hepsi israil ve avrupa menşe'li.
Hayallerimiz değişti. Eskiden bir ayakkabı bir elbise bir de mutlu bir yaşam hayal ederdik. Şimdi lüks villalar, lüks telefonlar, lüks arabalar zengin arkadaşlar, daireler vekillikler neler var neler. Bunlardan biri eksik oldu mu mutsuz bir hayat yaşıyoruz. Çok büyük bir dert gibi lanse ediliyor. Yaşamak değil lüks yaşamak aslolan. Bundan taviz verildiğinde yaşam katlanmaz dertlerle doluyor sanki.
Kültürler değişti. Gelenek görenekler değişti. Yaratılmak istenen tek kültür toplumunun birer neferi gibi çalışıyoruz. Farklı renkleri tek renge çevirmek isteyenlere değirmenden şu taşıyoruz.
Anadolu kültürü dış menşeli normlara yenik düşüyor ve seyirci olmakla yetinmiyor bilakis en az onlar kadar değiştirmek için çabalıyoruz. Yazık.
Yaşam tarzları. Normalleştirilen marjinal ilişkiler. Huzur evlerinde huzur arayan yaşlılar. Onlara çay içmeye giden evlatlar. Değişen onlarca hayatlar.
Bugüne, yarına dair her şey değişti .
Bu kadar değişimin yaşandığı bir evrende normal yaşamın hakim olması beklenemez.
O yüzdendir ki savaşlar, ölümler, kıyamlar hiç eksik olmuyor. Normal yaşanmayan bir hayat normal olmayan bir varlığa dönüşür ve dolayısıyla anormal bir yaşam döngüsü ortaya çıkar .
Ruh halleri, bakış açıları, düşünceler.
Sonunda bazılarının canlı türleri de değişti.
İnsanlıktan çıkmış cesetleriyle insan libasinda iğrenç canlı türleri gelişti.
Değişe değişe değişmeyen hiç bir şey kalmayacak .
Ne demişler. Değişmeyen tek şey değişimdir.