Toplumun kutuplaşmaşının en büyük nedenlerinden birisi önyargıdır. Herhangi bir konu veya kişi hakkında yeteri bilgiye sahip olmamasına rağmen kulaktan duyma veya başkalarının kendi görüşlerini yansıttığı yazılara binaen birilerinden nefret edebiliyor ve onlara karşı antipati duyabiliyor. Bu da zamanla nefrete oradan da adavete sürüklüyor. Ardından toplum kutuplaşıyor ve tahammül sınırı ortadan kalkıyor. Bu manipülatörler toplumu germekten başka hiç bir işlevi yerine getirememektedir.
Toplum birbirini karalamakta adeta yarışıyor. Ayrıştırılan ve gruplara ayrılan insanlar birbirlerinden hep nefretle bahseder oldular . Ölüler üzerinden bile tahammülsüzlük diz boyu. Bu halk bu hale düşmemeliydi. Kimin niye, nasıl yaptığı belirsiz bu tehlikeli ortamın ortadan kalkması için gereken adımlar atılmalı ve her gün artarak devam eden kutuplaşma artık olmamalıdır .
Egosuna hakim olamayıp hep kendi yaptıklarını doğru diye dayatan, başkalarını kendi doğru dediklerine inanmaları gerektiğini ifade eden, başkasına saygısı olmayan, ama kendisine muntazam saygi bekleyen, sadece ben iyiyim, haklıyım, biliyorum, doğruyum, yaparım diyen, başkası hep yanlış yapar, kimse benim kadar bilmez, kendisi için istediğini kimse için istemeyen , kendi değerlerine sonsuz kutsallik atfeden, diğer değerleri hor gören ve nihayetinde ber alanda başarısız bir jenerasyon yaratılmaya çalışılıyor. Ve başarısız oldukları da söylenemez.
Okumayan, öğrenmeyen, akletmeyen, düşünmeyen, bilmeyen ve bilmekte istemeyen, başkalarının iki dudağı arasında geçen sözlere göre yaşayan, kendisinin hiç bir fikri olmayanların âlim kesildiği medyalarda, toplumu nereye sürüklediğini belli olmayan yarınların bizi beklediği bir Dünya da yaşamanın azabını yaşıyorum.
Kutsal kitapların ne anlattığına bakmadan herhangi bir yerinde bir olayı anlatmak için yazılan ayetleri bile kendi işine geldiği gibi yorumlamak gibi bir gaflete düşen yarım hocaların varlığı insanları inançla olan bağını yok etmeye yeminli gibi duruyorlar.
Kutsal kitapların insanların refahı ve insanca yaşamı için yol gösterici olmalarını kabul ettik ama manasını okumadık ve anlamadık veya yanlış anladık belki de anlamak istediğimiz gibi anladık.
Evvelce yaşanan olayları bize nakleden ve ders alınması için ulaştırılan bütün kaynaklar olması gerektiği gibi değil yaşanılması istenildiği gibi bize aktarıldı belki de. Ya da günümüz de bu kaynakları dejenere edip sunan birileri var ya da biz yine yanlış anladık.
Biz bunu hak etmiyoruz.
Biz böyle bir halk değiliz.
Toplumda yaratılan enaniyet hem insanı hem de evreni yok edecek güce sahip. Bu bize yakışmıyor. Ya biz yanlış yaşıyoruz ya da her şeyi yanlış anlıyoruz. Hayatı ve doğru insan olmayı dahi yanlış anladık.
Bu yanlışla yaşamaya devam ediyoruz. Ya da bizi bu yanlışlarla yaşamaya mecbur bırakanlar var.
Hayatı olması gerektiği gibi yaşadığımız bir dünyaya ulaşmış dileğiyle.
Sevgi ile kalın..