Bu ne bir felaket tellallığıdır ne de bir siyasal manipülasyondur. Hiç kimseye karşı yapılan bir önyargı da değildir. Hele birilerini birilerine karşı düşman yapma eğilimli bir yazı hiç değildir.
Ülke de kriz olmadığına dair yapılan konuşmalar neticesinde böyle bir yazı kaleme alma ihtiyacı doğdu bende.
Aylardır ülke de bir ekonomik kaos olduğunu anlatmaya çalışmış olsamda başarılı olduğum söylenmez. Hiç kimse bu gerçeği kabul etmek istemiyor. Ama bu gerçeği kabul etmemek, olmadığını anlatmış olmaz. Dolayısıyla her ne kadar görmezden gelinirse gelinsin ekonomikkriz vardır ve tüm hızıyla ilerlemeye devam etmektedir.
Bunun kaynağını herkes kendi açısından değerlendirebilir ama her ne sebeple olursa olsun var olanı söylemek bizim görevinizdir.
Ülke de zam görmeyen hiç bir ürün kalmadı nerdeyse. Dolar ve Euro'nun kullanılmama isteği olması ve Türk lirasına dönüş olma isteğine yoğun talep olduğu lanse edilsede fiyatlarda hiç bir değişiklik olmadı. Yabancı paralarla ilgisi olmayan bir çok ürün bu zamlardan nasibini aldı. Göstermelik bir kaç markete kesilen çerez sayılabilecek cezalar tabii ki de caydırıcı değil.
Pazara çıkmayan yönetici halkı anlayamaz.
Tanıdığım bir adam var. Oldukça malvarlığı yüksek. Bir çok lüks yerde villaları var ama o sade bir apartmanda yaşamayı tercih ediyor. Nedenini sordum. Verdiği cevap herşeyi anlatıyor zaten.
'' Eğer o lüks hayatı yaşarsam bütün Ülke de ki insanların da aynı şekilde yaşadığını düşünüyordum. Lüks villa lüks araba ve bütün işlerimi yapan hizmetçiler vardı. Bir gün inşaat firmamın işçisinin telefonda ağlayarak konuştuğunu farkettim. Kendimi tanıtamadım ve yanina gittim. Ne olduğunu sordum. Aldığı parasını memlekette ki ailesine gönderdiğini ve iki çocuğunun okula başladığını borçla aldıkları evlerinin ise haciz edileceğini söyledi.''
''Peki dedim ne kadar para lazım. Fazla değil 25 bin civarı dedi. Patronuna söylersen belki verir neden istemiyorsun. "
''Dalga mi geçiyorsun abi onlar bizim nasıl yaşadığımızı bilmiyorlar ki. Herkesi kendileri gibi yaşıyor zannediyorlar. Onlar milyarlarla oynuyor biz ise onların bir yemek parasıyla bir ay geçiniyoruz dedi. Onlar bollukta yaşadıkça bizim gibi insanları anlayamazlar ve hep kendilerine yük olarak görürler. ''
İşte o konuşmamızdan sonra o lüks hayatı bıraktım ve herkes gibi yaşamak için bir apartman dairesinde yaşayıp herkes gibi erzağımı kendim alıp her şeyi olması gerektiği gibi yaşamak istedim ve öyle devam ediyorum.
Şimdi bu abimizin hayatı görmesi için bir dramı görmesi yetti. Ve artık herkesi anlayabiliyor.
Ülke de kriz olup olmadığını anlamak için yetkilerin bir kaç ay asgari ücret alıp o parayla nasıl aile döndürülür ve nasıl yaşanır görmesi lazım. Ama maalesef bir eli yağda bir eli balda olanlar her şeyi tozpembe görüyor.
Ülkemizde hayatında hiç bir zaman kendisi alışveriş yapmamış insanlar zamları belirliyor.
Devlet okuluna çocuğu gitmemiş olanlar o okullara aidat ve kayıt parası vermeyin diyor.
Hayatında hiç bir simit çay ile kahvaltı yapmayan fiyatları normal görüyor.
Bir asgari ücret kadar akşam yemeği yiyenler asgari ücreti belirliyor.
Çocuklarını özel şoför ve arabalarla okula gönderenler servis ücretlerini belirliyor.
Altında devletin lüks arabaları lüks donanımlı evleri ve devletin tüm olanaklarını kullanarak yaşayanlar kendileri vatansever ama aldıkları ücretin yetmediğini ve ücretlerini alamadıklarını söyleyenler hain.
Hayatında pazara uğramamış olanlar o fiyatları görmeyenler hiç bir şeyden haberi olmayanların sesi çıkmıyor.
Kendi yaşadıkları lüks hayattan ödün vermeyenler ekonominin iyi gittiğini anlatıyor.
İşte böyle bir döngü de hayat devam ederken hakikaten kriz mriz yok gibi görünüyor.
Evet kimsenin şikayeti de yok. Ülke de kriz mriz yok.
Sevgi ile kalın.