Yıllarca yoksullukla mücadele diye diye yoksullaştık. Mücadele ettikleri aslında yoksulluk degildi. Daha da yoksul bir toplum yaratmaktı.
Yoksul kimse haksızlık karşısında isyan edemezdi. Her söyleneni yerine getirir, ufak bir umut karşısında yıllarca sömürülebilecekti. Sesi çıkmazdı. Bir ekmek versen yeterdi. Şükür ederdi. Zengin trilyonlarla oynayınca onun hakkı olur, ama fakir ekmeğin yanında ayran alınca göze gelirdi. Şımarır diye çok görülürdü.
Böyle devam etmeliydi. Halk yoksul kalmalıydı . Arada bir bir kaç yüz lira para verilince mahçup düşer istenileni yapmak zorunda kalırdı .
Halk yoksul kalmalıydı. Birileri yoksul kalmalıydı ki zenginler daha fazla kazanmalıydı . İşçi gözünü açmamalıydı. Hakkını aramamalıydı . Hep parası olanın sözü geçmeliydi .
Zaten dünyanın düzeni de bunun üzerine kurulu degil miydi? Dünyanın yarısı açlıkla, yoksullukla mücadele ederken diğer yarısı olması gerektiğinden çok daha fazla para harcıyor daha rahat ve lüks bir hayat yaşıyordu. Aç kalan çocukların rızkını daha fazla rahat yaşaması için dünyanın bir bölgesine gitmiyor muydu?
Bizim insanımızda da bu ego vargücüyle devam ediyor.
Bir zamanlar feodal yapı aynı kararlılıkla halkı sömürüyordu. Halkın bilinçlenmesini istemiyor her şeyi onlardan öğrenmelerini istiyordu . Okumayan cahil kalan her zaman birilerin kirli oyunları için bulunmaz nimetti. Maraba çalışır ağa yerdi. Belki de o düzeni kuran büyük mertebeye sahip insanlardı. Kendi güçlerinin ulaşamadığı yerlere bunları devreye koyuyordu. Kim bilir belki de o dönemlerin hükümetleri yaratmıştı feodalizmi. Onların daha fazla işine geliyor istedikleri gibi manipüle ediyorlardı .
Şimdi büyük sehirlere sözümona medeniyete ulaştı insanlık. Köyler boşaldı . Her aileden en fazla bir kişi bazılarında hiç kimse kalmamıştı köylerde. Eskiden ağalar paşalar siyasilerin sömürüsü altında olan insanlar, şimdi büyük şehirler de zengin baronların insafına kalmış. Aslında değişen hiç bir şey yok. Köylerde ki feodal yapı ile şehirlerde ki kapital yapı arasında ne fark var ki? İkiside sömürü üzerine kurulu değil mi?
İşte yoksul olmak köle olmaktır bazılarına göre. Köleleştirme politikası her zaman olduğu gibi bu günde devam ediyor . Hep halkın büyük kısmı bilerek yoksul bırakılıyor. Emre itaat etmeleri için bu bir zaruriyetti. Özgür olmak her zaman için kimilerine göre yok olmaktı. Halk özgür olmamalı. Hep kısıtlanmalıydı. Halk fikirlerde, düşüncelerde, inançlarda, ekonomik ve sosyal anlamda yoksul olmalıydı. Tabiri caizse gözünü açmamalıydı . Bu kadar pejöratif bir bakış açısı ile bakılan, kapitalizmde alt tabaka diye anılan kesim, yüzyıllardır süregelen sömürü düzenine yenik düşüyor ve böyle devam ettikçe de aşağılanmaya devam edecekti.
Yoksulluk belki de birileri için bir ilaçtı. Ne yaparsa yapsın, hangi yolu denerse denesin insanları bu kadar kendine mecbur bırakmazdı . Kontrol etme mekanizması kendileri oluyordu .
Yoksulların yaptığı her şey suç olarak sayılırdı. Zengin sevince aşk, fakir sevince namusa göz koymak olurdu. Zengin hata yapınca görünmez ama fakir yapınca recm edilirdi. Kanunlar her zaman fakirlere işler zenginler parasıyla suç işler ve yine parasıyla dışarı çıkardı. Adalet denilince sadece fakirlere uygulanır zenginlere her şey serbest olurdu. Böyle bir düzenin kurulduğu bir geleceğe emin adımlarla ilerlemesini biliyorlardı. Kanun bile zenginlerden yanaydı. Aç kalınca bir ekmek çalana yıllarca hapis, zengin milyarlarca lirayı devletten kaçırınca görünmezdi .
Yoksulluk ile mücadele değil bilakis onunla yaşanmalıydı. Zamanla farklılaştı tabii ki. Alan değiştirdi bu güruh.
Kontrolsüz teknoloji cepleri boşaltmayı başarıyor şimdilerde . Asgari ücret alanlar iki maaşıyla bir telefon alır aldığı maaşı da faturalara ödemeye mecbur bırakılıyor. Iki yıllık maaşıyla ucuz diye bir araba alır maaşını vergiye benzine sigortaya veriyor gözüne bile gelmiyor. Halk refaha ulaşmıyor aslında yoksullaştırılıyor haberleri yok. Halk sömürülüyor. İliğine kadar borçlu bırakılıyor. Para olmadan alışveriş yapmaya alıştırılıyor. Kredi kartı adı altında gelecekte ki emeği sömürülüyor ama farkında bile değil.
Halk zengin değil. Refahı da huzuru da yok. Geçici heveslerle sadece ileriye taşıyor yoksulluğu.
Harama bulaşmayan hiç kimse yok neredeyse. Devlet bile harama alıştırır halkı . Yüksek faiz oranlarıyla cazip gösteriyor haramı. Kimse harama haram diyemiyor çünkü . Din adamları bile ayetlerle sabit olan sömürüyü haramı faizi anlatamıyor. Anlatınca inandırıcı olmuyor. Çünkü aldığı maaş bile devletin faizden, alkolden aldığı vergiden, genelevlerinden aldığı vergiden ödüyor maaşları.
Aslında halk her anlamda yoksullaştırılıyor. Sadece ekonomik anlamda değil, kültürel anlamda, ahlâkî anlamda, inançsal anlamda sömürülüyor yoksullaştırılıyor.
Bitiyoruz. Yok oluyoruz. Tüm duygularımızla mevte gidiyoruz. Müslümanlığı yaşamadığımızı değil insan olarak yaşamadığımızı anlatmaya çalışıyorum. Bizi yok ediyorlar . Yoksulluğa mahkum ediyorlar. Her anlamda mahkum ediyorlar.
Bunun bilincine varmamız dileğiyle.
Sevgi ile kalın.