Toplum olarak her şeye alıştık artık.
Orantısız zamlara, kontrolsüz saldırılara, aşağılanmalara, yok edilmek istenmelere, bırakın nasıl yaşıyorlarsa yaşasınlara, kim yarattıysa o baksın demelere, onlar bunu hakediyor demelere, haketmeyene bela gelmez demelere, biz çok iyiyiz gerisini onlar düşünsün demelere alıştık.
Para bizde söz bizde diyenler, güç bizde adalet bizde diyenler , çevre bizde ekmek bizde diyenler, hayat bizde, yaşam bizde, her şey elimizde diyenler hep bizi buldu ve bizler alıştık.
Alıştık biz ayrıştırmaya, kötülemeye, arkasından iş çevirmeye, komşumuz değil mahallemiz açken tok yatanlara alıştık. Bizi ne kaldırıp ne de öldüren kölelik çalışma sistemine alıştık. Bizi yerin dibine sokan yöneticilere alıştık.
Alıştık artık güzel bir yaşamın aslında sadece hayallerde olduğuna. Gerçek bir yaşamın bizden uzak olduğuna inandık, inandırıldık. Milyarlar alanların bizi fakirlikle şükür ettirmelerine, bir akşam yemeği parasıyla bir ay geçinenleri 'büyüyüyoruz' diye kandırmalarına alıştık.
Dizilerde aslında kendilerinin yaşatılmak istenen toplumu kurdurmaya çalışanlara, yaratılmak istenen kaotik yaşam döngüsünde yeni nesli üzülerek izlemeye alıştık.
Biz mahalle baskılarına, toplumsal baskılara, medyatik baskılara, siyasi ve ekonomik baskılara alıştık. Sizler için varım deyip kendini kurtarmanın peşinde olanlara alıştık. Allah'ın adıyla başlayıp Allah'ın yasakladıklarıyla nam salmış sözümona hacı hocalara alıştık.
Besleme ile dükkan açıp en ufak bahaneyle her şeye zam yapan esnaflara alıştık. Düşmanlara, hainlere , hırsızlara, kaçanlara gidenlere alıştık.
İnanacak kimsenin kalmamasına, yalancılara, düzenbazlara, üçkağıtçılara, firsatçılara, çalışmadan para kazanananlara, emek vermeden hak yiyenlere, Ankara da dayısı olup köşeyi dönenlere alıştık.
Bütün değerlerin ayak altına almalara alıştık
Biz her şeye alıştık artık.
Bizi kimse yıkamaz.