Her ülkenin kendisini savunmaya hakkı olduğu gibi bizimde kendimizi savunmaya hakkımız vardır. Buna kimsenin itirazı olamaz zaten. Yalnız gözden kaçan ayrıntılar varken sadece savunma meselesi gibi masumane düşünmek bize fayda sağlamayacaktır.
Bazı gerçekleri de görmek gerekir.
Hiç bir güç ne kendisine ne de rekabet ettiği güce karşı kullanılması için silah vermez. Böyle bir iyimserlik bunlarda yok onu söyleyeyim.
Geçmişte İsrail 'in bize verdiği savaş uçaklarının kullanılamaması ve uçakların elimizde patlaması gibi bir durum olmuştu hatırlayanınız vardır mutlaka.
Bunların bizi sevdiği veya müttefik kisvesi altında destek verdiği de yok. Bunların kendi idealleri uğruna harcamayacakları hiç bir ülke yok. Onların varlığının dışında başka gerçek bir amaç yok. Bunlar bir kaç ülke birbirine karşı başka güç kabul etmezler. Kimsenin rekabet derecesine ulaşmasını istemezler. Onlar düşman gibi görünen has dost ülkeler.
Çünkü biri diğerini örnek vererek diğer ülkeleri korkutur ve o ülkelerin kendilerinden silah almasını sağlarlar.
O yüzdendir ki küresel güç sayılan ülkeler dışarıdan rakip veya düşman gibi görünse de aslında içten dostturlar. Silah ticareti için birbirlerinin güçlerine ihtiyaçları var. Karşı güç olmadan, kimseyi tehdit olarak göstermeden kimseye silah satamazlar. Bunu herkes bilir.
Bizden örnek verelim. İçimizden kimseyi tehdit olarak görmeyen, dışarıdan kimsenin kendisine zarar vereceğini düşünmeyen, düşmanı olmayan kimse neden silah alsın ki? Havaya sıkmak için kimse silah almaz.
Diğer yandan dünyada ki savaş ülkeleri de aynen bu mantıkla savaşmaya, ölmeye, öldürülmeye, köle olmaya, silah tüccarlarına piyasa olmaya devam ediyorlar.
Suriye de Rusya yönetime silah satarken, rakip denilen Amerika da muhaliflere silah verdi. Peki bunda kaybeden kim? Tabii ki hayatını kaybedenler kaybetti. Ne Rusya ne de Amerika kaybetmedi. İkisi de kazandı.
Afrika da keza öyle.
Yemen'de her gün onlarca, yüzlerce insan katlediliyor. Bu silahlar gökten mi geliyor.? İlla ki silah tüccarı bir kaç ülkeden alıyorlar. Petrollerini satar silah alır bunlar. Üstelik bunu yapanlar da silah aldıranlar. Türlü örgütler kurup ellerine silah verir onlara satar. Sonra onu tehdit olarak gösterir diğerine silah satar. Onlar sürekli silah satarken ölenler sadece kardeşler olur.
Diğer yandan siyasi manipülasyon ile baktığımız da;
Nasıl ki Rusya, Amerikayı bizi kandırmakla, oylamakla suçlayıp S400 leri bütçemizi sarsacak derecede pahalı olarak sattı yarın da Rusya ile aramız bozulunca Amerika da aynı şekilde bize misliyle pahalı silah satacak. Bu konu da realist olmak lazım.
Peki ama nasıl bir çözüm yolu var? Derseniz.
Düşmana karşı koyabileceğin en büyük silah kendi mühendislerinin ürettiği yerel silah olmalı. Yerel olmalı.
Düşmana düşmanın silahıyla diş göstermezsin. Çünkü o, verdiği silahların ruhunu bilir. Nerede nasıl çalışır? Nasıl tahribat verir? Nasıl çalışması engellenir? Hepsini bilir. Ama sen bilemezsin. Yarın Rusya ile savaştığımız da o S-400'leri kullanacağımızı mı zannediyorsunuz?
Konu silah alıp almama değil. Perde arkasında ki gerçeğin görülmesini sağlamaktı benim amacım.
İçimdeki niyetle,,
Bütün dünya da silahların sadece oyuncak olduğu bir geleceğe ulaşmak dileğiyle.
Sevgi ile kalın.
..
msebihaltun@gmail.com
Mehmet Sebih Altun