Lütfen bekleyin..

Mehmet Sebih Altun

YAŞANAMAMIŞ HAYATLAR

01 Mart 2023, 16:51 - Okunma: 172

Güneş dünyayı karanlığa terk etmiş, her yer kıyamet öncesi sessizliğe bürünmüştü. Ay dolanmıştı ayaklarına zamanın. Yıldızlar yalancı şahitlik yapmıştı huzurlu gecelere. Senedi olmayan ulaşılmaz sabahlar peydah olmuştu akşamın serinliğinde. 

Akşamdan yarına ertelenen küçücük mutluluklar vardı. Küsler barışmak için yeniden güneşin doğmasını bekliyordu. Çocuğuna sürpriz yapan baba, sabahı görüp heyecanla hediyesini verecekti.

Ev sahibinin kirasına zam yaptığı kiracı kara kara düşünerek uyuyakalmıştı. 

Çocuklar annesine sarılarak uyumuş, babalar nefesini hüzünlü yıldızlara bırakmıştı. 

Saat gece dörtü geçiyor. Karanlığı aniden aydınlatan şiddetli bir ses. Durmak bilmeyen bir sarsıntı. 

Odalar salonlara, balkonlar alt katlara, çatılar yüreklere karışmış her yer toz duman olmuştu. On bir tane çiçeğin yaprakları tek tek dökülmüş, kokusuz bir bahçeye dönüşmüştü dünya .

Yaşayanlar derin bir hüzne uyanmıştı. 
Acılar ebediyen esir almıştı yarım kalan düşlerin yaşayan bedenlerini.
Duygular darmadağın tarifsiz sözcükler dökülüyordu her dili dönen ağızlarından. Anlatacak bir sözcük bile yok. 
Gözyaşları içinde sadece öylece bakan gözler. 

Enkazlarda binlerce yaşanmamış yarınlar.
Eksik gülüşler. 
Yarım kalan hayaller.
Ertelenen küçücük mutluluklar.
Ve sayısız hüzünler.


***

Soğuklar hiç bu kadar buz kesilmemişti bedenlerde. 

Bu kadar belirgin olmamıştı acının rengi. 

Bu kadar eksilmemişti ailelerden canlar. 

Bu kadar ağırlığı sırtlamamıştı yaralı yürekler.

Betonların kumlarında gizlenmemişti ölümler.

Kolonların içlerinde çürümeye bırakılmamıştı güzel günler.

Hiç bu kadar ağlamamıştı gökyüzünde bulutlar.

Kar, hiç bu kadar sevimsiz beyaz olmamıştı yüzyıllardır geçen kış mevsimlerinde.

***

Baba demek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.

Evladına sarılmak hiç bu kadar özlenmemişti.

Anne demek bu kadar huzur vermemişti.

Sevdiklerinin olmayışı hiç bu kadar çaresi bırakmamıştı sevenleri.

Susmak hiç bu kadar acı vermemişti.

Söyleyeceklerin var ama sadece ağlayabiliyorsun. Dilin suskun.

Gözlerin neleri gördü de anlatmak için sadece susuyorsun.

Susmak hiç bu kadar duyguyu anlatmamıştı cümlelerde.

Nasılsın diyene, nerdesin diyene, evler ne oldu diyene, ailen ne oldu diyene, memleket nasıl diyene sadece susarak cevap vermek ne kadar da çoğul anlam ifade ediyor.

Acılara susmak.
Yıkılan evlere susmak.
Yıkılan hayatlara susmak.
Kaybettiklerine susmak.
Yerle bir olan duygulara susmak.

Tarifsiz duygular.
Tarifsiz acılar.
Tarifsiz bugünler 
Tarifsiz yarınlar .


***


Maraş  enkazına gömdü geleceğin naaşını,

Hatay silemiyor bir damla bile göz yaşını.

Adıyaman'ın boylu bükük kaldıramıyor başını,

Malatya ise yerden kaldırmaya çalışıyor taşını,

Antep hüzünle pişirdi acıların aşını,

Diyarbakır surlara haykırdı da bıraktı peşini,

Urfa balıklı göl de, balıklar bile aradı eşini,

Kilis arıyorda bulamıyor neşesini,

Adana, Osmaniye, Elazığ kolundan tutmuş kaldırıyor Kahraman Maraş'ını.

Bu da geçer elbet ayağa kalkarız.

Biz her zaman yarına umutla bakarız .

***

Sevgi İle Kalın .

msebihaltun@gmail.com
Mehmet Sebih Altun 

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
187 gün önce
188 gün önce
228 gün önce
361 gün önce
434 gün önce
557 gün önce
588 gün önce
651 gün önce
770 gün önce
934 gün önce
935 gün önce
1028 gün önce
1032 gün önce
1092 gün önce
1292 gün önce
1319 gün önce
1393 gün önce
1628 gün önce
1670 gün önce
1752 gün önce
1958 gün önce
2135 gün önce
2476 gün önce
2498 gün önce
2666 gün önce
2720 gün önce
2729 gün önce
2789 gün önce
2813 gün önce
2837 gün önce
ESNEK




bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=