Siyasi konjonktür halkı baskı altında bırakacak adımları atmaktan çekinmiyor. Halk arasında kesinlikle hissedilmeyen hatta sorun olduğunun farkında bile olmadığı bazı durumların abartılıp şişirdikten sonra siyasi liderlerin kullanmasına imkan veriliyor. Kendileri bu durumlardan şikayetçi değiller. İstediği konuyu istediği zaman istediği ortamda paylaşıp insanları huzursuz edebiliyorlar. Kendilerinde bu hakkı bulmuşlar. Halkın huzur düzeyinin siyasi istikrarsızlıkla paralel olarak etkilendiğinin farkında değiller ya da farkından oldukları halde bunu suiistimal edebiliyorlar. Uzun zamandan beri televizyon ve haber programlarını izleyemiyorum. Çünkü her izlediğim program sonrası aklımı kemiren sorularla karşı karşıya buluyorum kendimi. Birbirleriyle zıt görüşler taşıyan insanları karşı karşıya getirilip tartışma ortamı oluşturuluyor. Bu programlar da temsil ettikleri kesimleri şiddetle savunarak karşı tarafı şiddetli bir şekilde ötekileştirip toplumda bir antipati ruhu oluşturulmaya çalışılıyor. Programdan sonra beraber çıkıp beraber yemek yiyip sarmaş dolaş olan programcı ve yazarlar yaptıkları programların toplum tarafından nasıl algılandığını bilmiyorlar mı? Yoksa birilerinin yönlendirmesiyle toplumun gerginlik düzeyini yükseltmeye mi çalışılıyor iyi analiz etmek gerekiyor.
Neymiş efendim, “Koalisyon kurmak için elimizden geleni yapıyoruz”
Tüm siyasi liderler koalisyon kurma çabaları içerisinde bulunduklarını iddia ediyorlar. Ben şahsen inanmıyorum. Bu çabaların hem kendi siyasi geleceğini düşünmekten hem de halkı düşündükleri izlenimi vermekten başka hiç bir anlam taşımadığını düşünüyorum.
Neymiş efendim, “koalisyon olmazsa erken seçim”
Erken seçimin ülkemiz ekonomisini olumsuz etkilemekten ve sosyolojik ayrıştırmayı genişleteceğinden başka bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Yine seçim demek, yine halkın gergin bir sürece girmesi demek. Yeni seçim demek kutuplaşmanın daha da katılaşması demek. Yeni seçim demek devlet paralarının flema bayrak ve reklamlara harcanacak olması demek. Memur işçi ve asgari ücret zammı olunca yüzde 3’lere varan rakamları telafuz edenler seçimlerde bol keseden paraları harcayıp israf edilecek olması demek. Dahası mı yatırımların seçim sonrasına kayacak olması demek.
Neymiş efendim bölge barışı bizim teminatımız altındadır.
Bölge de teminat altında kalacak barış mı kaldı ki. Tüm komşularımız da savaş var. Orta doğunun hemen hemen her ülkesinde her gün binlerce insanın birbirlerini katletmekte olduğunu görüyoruz. Aynı ülkede aynı inançta ve aynı zamanda aynı dili konuşanlar birbirlerini düşman olarak görmek için mezhepleri görüyorlar ve her gün birbirlerini katlediyorlar.
Neymiş efendim, “Bir tane bile kalana kadar mücadele devam edecek” 40 yıldır devam ederek binlerce masun insanın katledilmesine sebep olan bu savaşta ne kadar ileri gidilebildi. Ölmekten ve öldürülmekten başka ne anlam taşıyor. Dünya da her devlet kendisine düşman yaratmak için gerekirse destek dahi veriyor. Yoksa bu olaylar böyle bir mantığın tezahürü mü?
Neymiş efendim, “Şehitlik kutsal bir mertebeymiş” Evet dini açıdan bu gerçek yadsınamaz. Amma ve lakin bu gerçek zadece fakirlere neden nasip oluyor. O kadar yücelttiğiniz şehitlik mertebesine neden kendi çocuklarınız uygun görmüyorsunuz? Hem kutsal diyorsunuz hem de bu kutsallığa kendi çocuklarınız uygun bulmuyorsunuz. Bu nasıl bir çelişkidir. Ya inancınızda bir eksiklik var ya da inandığınız yolda gitmiyorsunuz.
Neymiş efendim, “Dünyanın lider ülkesi oluyoruz” Bir çok ödenek kesildi. Ama Cumhurbaşkanlığa örtülü ödenek sağlanıyor. Asgari ücret ve memur zammı konusunda yüzde üçler dörtler telaffuz ediliyor. Neden işçi memur ve asgari ücret maaşları milletvekili maaşlarına endeksli değil. Tekrar seçim olacak. İki milyar lira (eski parayla iki katrilyon) kadar paralar harcanacağı söyleniyor. Nereden geliyor bu paralar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var o paralarda. Onları seçim reklamları için nasıl kullanabiliyorsunuz?
Yazık! Bizlere, bu ülkeye ve genç evlatlarımıza yazık. Egonuzu bizim üzerimizden tatmin etmeyin. Bizi kirli siyasetinize alet etmeyin.
Gerçekten halkın hakkının yenmediği adalet dolu yarınlar dilerim.
Hoşçakalın