Yine acıların yükseliyor güzel memleketimin simalarına.Ne zaman birileri kardeşliği barışı istese hemen müdahale ediliyor.Onlarca insanımız hayatını kaybediyor.Siyasetin gergin olduğu ülkemizde maalesef diğer unsurlar için ortalığı kan gölüne çevirmek adına yeni fırsatlar doğuyor.Her parti kendisi dışında ki tüm siyasi parti ve o partilerin görüşlerini hainlik veya toplumsal sorun olduğunu yansıtarak hareket ediyor, halkın antipati duymasını, hatta milli duyguları okşayarak şoven bir etnisizmi yaratarak ortamı provokasyona açık hale getirmeye çalışıyor.Bu provokasyona açık olan durumdan, sadist ruhlu marjinalleşen görüşlerin odağı olan yapılar tarafından çok ta iyi değerlendiriliyor.
Kimi yerde şu parti kazanmazsa ortalığı kan gölüne çevireceklerini söyleyenler şimdi yapılan saldırıları lanetliyor kınıyorlar.Bir muhalefet partisini vatan haini ve dış odakların parlattığı bir parti olarak görenler onlara karşı saldırı olduğu zaman pişkin pişkin bunu lanetleme cürretinde bulunuyorlar.Oysa her gün terörist olarak gördüğünü mitinglerinde bangır bangır dile getirenler ortamı daha da şiddete hazır hale getirdiklerini unutur oldular.
Halkı önce kutuplaştırıp daha sonra kutuplaşan odakları bu ülkenin her alanından bertaraf etme çabaları demokrasi istemenin tezahürü olamaz.Kendi siyasi görüşü dışında ki görüşleri bu ülkeye tehdit olarak algılayanlar vatanperver olamaz.Kendi çocukları askere bile gitmemiş birileri halkın evlatlarının ölümüne seyirci kalınmasını arzu edenler siyasetçi olamaz.Her gün gelen ölüm haberlerini içine sindirip sanki fareler ölmüş gibi duyarsız kalanlar insan olamaz.
Daha önce Suruç'ta patlatılan bombanın ardından patlama ile alakalı hiç cezai işlemin uygulanmamış olması başka patlamaların da olmasına zemin hazırlamış oldular.Ankara da barış ve kardeşlik yürüyüşünde patlayan bombanın dış unsurların yaptığına kimse beni inandıramaz.Kendi ülkesinde göz göre göre ayrımcılığı ortaya çıkaranlar bu gün böyle saldırılar olarak karşılarına çıkınca başkaları yaptı diyemez.Defalarca bu ülkenin bir an önce gergin ortamdan çıkıp insanların kutuplaşmasını engellemesi gerektiğini yazdım.Çünkü halk kutuplaşırsa şiddet ortamı doğar.Ortam provokasyona açık hale gelir.Pusu da bekleyenlere fırsat tanınmış olur.
Dünya'nın hiç bir ülkesinde halk bu kadar ayrıştırılıp siyaset yapıldığını görmedim.Yönetim sistemi özgürleştirilip halkın rahatça yaşamasına imkan tanınacak yasalar zaten oluşturulmuş olur.Geriye sadece bunu işletme mekanizmalarından biri haline gelmek kalır.Yani seçimler kazanma hırsından çok zaten hazır olan yönetime memur olarak atamak için yapılıyor. Kimse kimseyi kırmıyor,ayrıştırmıyor,kutuplaştırmıyor hain ilan etmiyor.Devletlerinin paralarını seçim için harcamıyor.
Siz hiç Avrupa da birbirlerini hain olarak gören liderleri gördünüz mü? Meydanlar da birbirlerine ağır ithamlarda bulunanları hatta küfür edenleri gördünüz mü?
Bizimkileri hala şu şunun maşası, bu bunun piyonu, o onun taşeronu diye birbirlerini meydanlar da rezil etme peşindeler.Hatta birbirlerine ağza ağza alınmayacak sözler sarf ederler.Onların kendi aralarında ki kavga halka başka türlü lanse ettirilerek karşı görüşteki siyasi partiye gönül verenlerin birbirlerine karşı kin ve nefret duyguları beslemesine yol açıyorlar.İçlerinden bir tane dengesiz çıkıp işte ne yapacağı belli olmayanlardan biri de ya silahla vurur, ya camlarını kırar ya da birbirlerini öldürürler.
Sonunda olan gariban masum insanlara oluyor. Nereden, kimden, niye olduğu belli olmayan bombaları patlatıp bir çok insan katlediyorlar. Bunlara katil demek, cani demek bile az gelir.Bunlar insanlıktan nasip almamış insan dışı yaratıklardır.
Bütün bu gergin ortamı gergin siyasete bağlıyor, bir daha böyle bir acının yaşanmamasını diliyor, barış kardeşlik huzur dolu yarınlar diliyorum.