Yeni eğitim sezonu başlar başlamaz beraberinde yeni sorunlarında doğmasına sebep oldu. Okulların yardım adı altında topladıkları paralar fahiş rakamlara ulaşmaktadır. Ücretsiz eğitim diye pohpohlanan halk, okul idarecilerin istediği miktarları ödeyememe gibi bir hak bulamaz oldu kendinde.
Daha bismillah demeden okula yeni başlar başlamaz çocuklar ellerinde markası, alınacağı yeri açık olarak belirtilen malzeme istek kağıtları ile eve geliyorlar. Kitaplar ücretsiz diye siyasi argüman olarak meydanlar da bağıran liderlere keşke kitaplar paralı olsaydı da 18 maddelik okul istek maddelerini devlet karşılasaydı demekten kendimizi alamıyoruz.
En önemlisi de okul kıyafetleri. Okul kıyafetleri belirtilen yerlerde alındığında piyasanın yaklaşık iki katı ve daha fazlası ödenmek zorunda kalınıyor. Üstelik çok fazla seçenek sunulmuyor. Bir veya en fazla iki mağazayla anlaşmalı okullar. Veliler o mağazalardan alışveriş yapmak zorunda bırakılıyor. Mağazalar da istediği fiyatı yazma hakkına sahip buluyor kendini.
Okullar da bilgisayar alımı için ayrı ücret isteniyor. Tablet kampanyası ortalıkta yok şimdilik.
Bunlar yapılan usulsüzlükler. Ama bir de bazı gerçekler var. Devletin karşılamadığı bazı ihtiyaçlar da mevcut tabii ki.
Öğretmen masası örtüsü için ayrı ücret isteniyor. Sınıf perdeleri için ayrı ücret isteniyor.
Senelik aidat için 350 400 liraya varan ücretler talep ediliyor. Bazı okullarda aylık 100 ile 200 arası aidat toplanıyor.
Okulların bu toplana paraları, gelirler ve giderleri şeffaf bir şekilde velilerle paylaşması lazım. O zaman bu kadar tepki verilmez ve velilerde verdikleri paraların nereye gittiğini de öğrenmiş olurlar.
Veliler bunu yanın da servis parası ve beslenme ihtiyaçları vs. için de ayrıca para veriyor. Peki asgari ücretli bir işçi bütün bunları nasıl karşılasın. Üç çocuk diye diretenler bu ihtiyaçları da göz önünde bulunduruyorlar mı?
Gel gelelim okul idarecilerine. Peki onlar ne yapsın?
Kömür, makarna dağıtıp şov yapanlar, fonlardan bol keseden para dağıtılanlar, duble yol yaptık diyenler işte memleketin gerçek sorunlarından birisi. Okullara yeteri ödenek sağlanmadığı için öğrencilerden para toplamak zorunda kalan öğretmenler gerçeği. Okul binası yaparak hizmet yapılmış olunmuyor. O okulu yaptıran irade yine o okulun ihtiyaçlarını da gidermek zorunda.
Yoksa o okulun hizmetlisini, güvenlikçisini, cam çerçevesi için camcıyı, sabunu, kağıt havluyu, sıvı deterjanı vs. okul idarecilerine bırakırsan onlar da kendi cebinden verecek hali yok. Ne yapacak? Onlarda, gariban da olsa asgari ücretli de olsa velilerden tahsil etmek zorunda kalıyorlar.
Devletin okulların ihtiyaçlarını karşılamadığı zaman halkın karşılaması lazım ki okul işlevini yürütsün. Acilen Milli Eğitim Bakanının bu konulara çözüm bulunması hususunda harekete geçmelidir.
İşte size Türkiye'nin eğitimde ki eksikleri ve yapılan usulsüzlükler ve aralarında ki çelişkiler.
Bu adaletsizliğe dur diyecek bir devlet adamı maalesef daha çıkmadı. Okullar, okul idaresi ve okul aile birliği tarafından ekonomik rant için mi kullanılıyor? Yoksa devlet, okulların ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz mi?
Bence şu anda en güncel ve çözüme kavuşmayı bekleyen en büyük sorunlardan bir tanesidir okullar.Bu sorunlar için tüm vekilleri sorumluluklarını yapmaya davet ediyorum....