Okul sıralarında oturan minik bedenler, çoğu zaman sadece matematik problemi çözmek ya da gramer kurallarını ezberlemekle meşgul sanılır. Oysa bir çocuğun zihni, sormak için yanıp tutuştuğu sorularla doludur: “Ben kimim?”, “Neden kurallara uymalıyım?”, “Gerçek ne demek?” İşte bu yüzden, artık dünyada pek çok eğitim sistemi bir konuda hemfikir: “Çocuklar için Felsefe (P4C)”, geleceğin eğitiminin olmazsa olmazıdır.
Soru Sormaktan Korkan Değil, Sorgulayan Nesiller
P4C, yani “Philosophy for Children”, çocukların kendi düşüncelerini oluşturmasını, başkalarının görüşlerine saygı duymasını ve daha derin düşünmeyi öğrenmesini sağlar. İngiliz filozof Matthew Lipman tarafından 1970’lerde geliştirilen bu yaklaşım, sadece “felsefe öğretmek” değil, “felsefeyle düşünmeyi öğretmeyi” amaçlar.
Çocuklara düşünmeyi öğretmek ne demek mi? Basit bir örnekle: Bir çocuk, “Bir robotun duyguları olabilir mi?” sorusunu düşündüğünde, yapay zekâdan insanlık tarihine, empati kavramından benlik bilincine kadar birçok zihinsel kapıyı aralar.
Sınav Başarısından Fazlası: Yaşam Becerileri
Araştırmalar gösteriyor ki, felsefi tartışmalarla büyüyen çocuklar yalnızca akademik olarak değil; “iletişim, empati, problem çözme ve özgüven” gibi yaşam becerileri açısından da gelişiyor. P4C yapılan sınıflarda öğrenciler birbirini daha çok dinliyor, fikirlerine daha çok sahip çıkıyor ve tartışma kültürünü içselleştiriyor.
Dahası, bu yöntem özellikle demokratik bir sınıf ortamı yaratmak isteyen öğretmenler için de bulunmaz bir fırsat sunuyor. Zira burada doğru cevap yok; her çocuk düşünceleriyle değerli.
Biz’de Durum Ne?
Ne yazık ki Türkiye’de felsefe hâlâ lise yıllarına sıkışmış, üniversite sınavına hazırlık bağlamında ele alınan bir ders olarak görülüyor. Oysa çocuklar bu becerilere çok daha küçük yaşlarda ihtiyaç duyuyor. Son yıllarda bazı özel okullar ve girişimci devlet okulları P4C’yi ders programlarına entegre etmeye başladı. Ancak bu konuda daha köklü bir değişim şart.
Eğitim sistemimiz ezber yerine düşünmeyi, yarış yerine dayanışmayı, suskunluk yerine merakı ödüllendirmeli. Belki de bunun yolu, çocuklara “düşünmeyi öğretmekten” geçiyor.
Son Söz
Çocuklar dünyayı değiştirecek. Ama önce, düşünmeyi öğrenmeleri gerek. Belki de biz yetişkinlerin onlara verebileceği en büyük hediye bu: Felsefe ile büyüyen bir zihin.
Eğitim Danışmanı Abdullah Basmacı