Geçtiğimiz günlerde bir ilkokul öğrencisinin defterinde gördüm. Renkli kalemlerle süslenmiş satır aralarında şu soru yazıyordu: “Zaman ne renk olabilir?” O an düşündüm. En son ne zaman bir çocuk, cevabını Google’da bulamayacağı bir şey sordu?
Artık çocuklar sadece bilgi tüketiyor. Oysa bir zamanlar merak eden çocuklar vardı. Sorgulayan, nedenleri irdeleyen, “ya öyle değilse?” diyebilen çocuklar… İşte tam bu noktada karşımıza çıkan sessiz bir devrim var: Philosophy for Children (P4C ) – Çocuklar İçin Felsefe.
Düşünen Çocuk, Duyarlı Toplum
P4C, 1960’larda filozof Matthew Lipman’ın “Çocuklar da felsefe yapabilir” diyerek başlattığı bir eğitim yaklaşımı. Amaç, çocuklara felsefe öğretmek değil; felsefeyle düşünmeyi öğretmek. Bu programda çocuklara Kant okutulmuyor, Descartes ezberletilmiyor. Onlara “Sence adalet nedir?” gibi açık uçlu sorular soruluyor. Sonra birlikte düşünülüyor, tartışılıyor, dinleniyor.
Ve birden sınıf bir filozoflar meclisine dönüşüyor!
Zeka Değil, Düşünme Biçimi
P4C, zeki çocuklar için değil; düşünmek isteyen tüm çocuklar için. Çünkü burada doğru cevap yok. “Yanlış” da yok. Öğretmen, bilginin tek kaynağı değil. Bir kolaylaştırıcı. Sınıf, bir düşünce topluluğu. Her çocuğun sesi var. Ve en önemlisi, her soru değerli.
Test Değil, Tereddüt Değeri
Bugün eğitim sistemi, çocukları A, B, C, D, E şıkları arasında sıkıştırıyor. Tereddüt etmek, bir zayıflık gibi görülüyor. Ama P4C diyor ki: “Kararsızlık düşünmenin doğasıdır.” Bir çocuk bir kavramın hem iyi hem kötü yanlarını tartışabiliyorsa, gerçek öğrenme orada başlar.
Ve belki de hayatın çoktan seçmeli değil, açık uçlu olduğunu en iyi orada kavrar.
Geleceğin Dünyası İçin Küçük Adımlar
P4C, çocuklara sadece düşünmeyi değil; empati kurmayı, sabırla dinlemeyi, eleştirel ve yaratıcı düşünmeyi de öğretiyor. Sadece akademik başarı için değil; barışçıl, hoşgörülü, dayanışmacı bireyler yetiştirmek için bir zemin sunuyor.
Belki bugün bir çocuk “Arkadaşlık ne demek?” diye soruyor. Ama yarın o çocuk, “Adalet nasıl sağlanır?” sorusuna yanıt arayan bir hak savunucusu olabilir.
Son Söz:
“Felsefe ağırdır, çocuklara göre değildir” diyenler hâlâ varsa, yanılıyorlar. Asıl mesele; felsefeyi çocuğa göre hafifletmek değil, çocuğun dünyasını anlamak için felsefeye hafiflemektir.
Ve unutmayın, bir çocuk soru sorduğunda sessizlik değil, düşünceyle dolu bir yankı duymalıdır.
Eğitim Danışmanı Abdullah Basmacı