Eğitim Şart(!) – Ama Nasıl Bir Eğitim?

Yayınlama: 06.08.2025
A+
A-

“Eğitim şart!”

Bu cümleyi Türkiye’de duymayan kaldı mı bilmiyorum. Özellikle bir konuya çözüm bulunamadığında, bir haberin sonunda, bir tartışma programında “Eğitim şart!” cümlesi bir nevi sihirli formül gibi sarf edilir.

İyi de… Ne tür bir eğitim?

Malum, bizde eğitim sistemi öyle sabit, net, köklü ve güven vericidir ki… Öğrenciler daha okula başlamadan hangi müfredatla karşılaşacağını öğrenemez. Çünkü o sırada sistem zaten değişiyordur. Değişmeyen tek şey, sistemin değişmesidir.

Liseye geçiş sistemi mi?

Onu da soracak olursanız, o konuda epey tecrübeliyiz. LGS, SBS, TEOG derken gençlerimiz neredeyse her yıl farklı bir sınav ismiyle büyüdü. Eğitim hayatı boyunca kaç kere sistem değişti diye sorarsanız, çocuklar artık yaşını sınavlara göre hatırlıyor: “Ben TEOG döneminde ortaokula başlamıştım,” diyenler az değil.

Dershaneler?

Kaldırıldı. Ama sonra geri döndü. Ama sonra yine başka bir forma büründü. Velhasıl eğitimde reformlarımız bile boomerang gibi: attık mı dönüyor.

Üniversite mezunları ise bir başka hikâye. Artık diploma iş garantisi değil; sadece işsizlik istatistiklerine “yükseköğrenim mezunu” notu düşülmesini sağlıyor. Çocuklar üniversitede okurken “geleceğimizi inşa ediyoruz” deniyor, mezun olunca “ne iş olsa yapar” kontenjanına giriyor.

Öğretmenlerimiz?

Onlara gelince… Her eğitim reformunda en çok konuşulanlar ama en az dinlenenler. Atanmayı bekleyen binlerce genç öğretmen, ülkenin dört bir yanında umutla yaşıyor. Kimisi ücretli öğretmenlik yapıyor; maaşını görünce, matematik öğretmeni olsa bile hesaplamayı bırakıyor.

Bir de müfredat meselesi var.

Tarih kitaplarında kimi kahramanlaştıracağımız, biyolojide hangi konunun “çok da gerekmediği”, felsefede hangi düşünürün riskli bulunduğu — her dönem tartışmalı. Eğitim bilimsel mi olmalı, ideolojik mi? Cevap basit: Duruma göre değişir!

Ama en önemlisi, çocuklarımızın aldığı notlar. Çünkü bizde bilgiye değil, kâğıttaki puana değer verilir. Ezberle, yaz, unut. Sonra bir üst sınıfa geç. Bu kadar basit. Sorgulama, düşünme, analiz etme? Onlar müfredat dışı kalabilir, gerekirse.

Kısacası:

Türkiye’de eğitim sistemimiz, tıpkı Türk sinemasının Yeşilçam dönemindeki senaryoları gibi: klişe ama her zaman yeniden çevrilebilir. Ve finalde mutlaka biri mağdur olur — genellikle öğrenci.

Ne diyelim…

Eğitim şart. Ama önce sistemin eğitime ihtiyacı var.

Eğitim Danışmanı Abdullah Basmacı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.