Son zamanlarda yeni bir unvan hızla hayatımıza girdi: Öğrenci Koçu. Eskiden rehber öğretmen derdik, şimdi adı havalı olsun diye “koç” oldu. Sadece öğrenciler için değil; yaşam koçu, nefes koçu, yürüyüş koçu, sabah erken kalkma koçu bile var. Yani düşünün, artık hayatta kalmak için sadece oksijene değil, koçlara da ihtiyacımız var.
Öğrenci koçluğunun tanımına bir bakalım:
“Öğrencinin potansiyelini keşfetmesine yardımcı olmak.”
Ne hoş. Oysa öğrencinin asıl ihtiyacı genellikle şu: 9 saat ders dinlemiş, 3 sınava girmiş, eve geldiğinde başı zonkluyor ve tek isteği biraz dinlenmek. Ama karşısına bir “koç” çıkıyor ve diyor ki: “Kendini keşfetmeye hazır mısın?” Çocuk içinden cevap veriyor: “Evet. Yastığımı keşfetmek istiyorum.”
Eskiden aileler çocuklarına “çalış da bir meslek sahibi ol” derdi. Şimdi diyorlar ki: “Koçunla haftalık hedef planını yaptın mı?” Hedef nedir? İlk etapta sabah servise geç kalmamak. Ama koç bunu şöyle çerçeveler: “Günün lideri olarak yeni güne enerjik başlamak.” Ne kadar ulvi!
Dahası var…
Koçlar öğrenciye “motivasyon semineri” verirken, öğrencinin gözü saatten başka bir şey görmüyor. Çünkü biliyor ki, bir saat sonra matematik sınavı var ve motivasyon değil, denklemlerle savaşı var. Ama koç hâlâ “başarılı hissetmenin yolları”ndan bahsediyor.
Ve tabii işin ticari boyutu…
Artık herkes bir sertifika programı alıp “koç” olabilir. 6 saatlik eğitimle “yaşam rehberi” olunuyor. Yani sen daha dün telefonuna şifre koymayı bilmezken, bugün başkalarının hayatına yön vermeye aday oluyorsun. Ne büyük atılım!
Buradaki asıl sorun, rehberliğin yerini pazarlamanın alması. Çocuklarla gerçek bağ kurmak, onları anlamak ve desteklemek yerine; renkli panolar, ajandalar, sloganlar ve bol filtreli Instagram postlarıyla sahte bir motivasyon pazarlanıyor.
Oysa çocukları dinlemeye, anlamaya, onların hayatına samimiyetle dokunmaya ihtiyacımız var — süslü etiketlere değil.
Kısacası, koçluk sektörü hızla büyüyor.
Ama öğrenciler aynı hızla yalnızlaşıyor.
Ve en büyük çelişki şu:
Bir çocuğun koça değil, gerçek bir öğretmene, bir dost eli uzatacak yetişkine ihtiyacı var.
Çünkü insanı en iyi “sertifika” değil, insan anlar.
Eğitim Danışmanı Abdullah Basmacı