Benim kaleme aldığım ve birkaç gazeteci meslektaşımın da eleştirerek gündeme getirdiği konuya istinaden, Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu başta olmak üzere bazı çevrelerin Vali Bey’e sahip çıkarak “Biz valinin yanındayız, arkasındayız” şeklinde açıklamalarına şahit olduk. Görünen o ki mesele özünden uzaklaştırılmak isteniyor. Sanki bizler kaçak yapıları savunuyormuşuz gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa gerçek çok açıktır: Biz kaçak yapıların değil, yanlış üslubun karşısındayız.
Kaçak yapıların şehrin geleceğini karartan en büyük sorunlardan biri olduğu tartışmasızdır. Bu konuda Vali Bey’in kararlılığı da değerlidir. Fakat bir devlet adamının, sorunları dile getirirken öfkesini dizginlemesi ve kelimelerini ölçüp biçerek seçmesi gerekir. Çünkü devletin dili sert olabilir; ama asla kırıcı olmamalıdır. Vatandaş, adaletin sesini duymak ister; öfkenin değil.
Oysa Vali Bey, yanlış kelimelerle Batman halkının vicdanını yaralamışken, yapması gereken çok basitti: Çıkıp “Sözlerim maksadını aştı, yanlış anlaşıldı; özür dilerim” demek. Halk, samimiyeti ve tevazuyu takdir eder. Yanlıştan dönmeyi de erdem sayar. Fakat maalesef böyle olmadı. Vali Bey, özür dilemek yerine kendisini savunacak mecralar ve kişiler aradı. Yanlışını kabullenmek yerine, sahiplenilmeyi tercih etti. Böyle olunca mesele özünden koptu, farklı bir hal aldı.
Bu noktada iktidarın Batman milletvekili Ferhat Nasıroğlu’ndan da halk başka bir duruş beklerdi. Beklenti şuydu:
“Vali Bey’in anlık bir yanlış söylemi olabilir, kötü niyetli değildir. Kaçak yapılarla mücadelede elbette yanındayız; ama yanlış sözleri savunacak değiliz. Bu ifadelerden ötürü Vali Bey’in Batman halkından özür dilemesi gerekir.”
Ne yazık ki bu sağduyulu çıkış yapılmadı. Tam tersine, yanlış sözler görmezden gelinerek, “Vali’nin yanındayız” söylemiyle mesele basitleştirildi. Oysa halk her şeyi görüyor; kimin samimi olduğunu, kimin günü kurtarmaya çalıştığını çok iyi biliyor.
Bizim tavrımız nettir: Kaçak yapılarla mücadelede Vali Bey’in yanındayız; ama yanlış üslubun da karşısındayız. Gazeteci olarak, Batmanlı olarak görevimiz budur. Çünkü biz biliriz ki, doğruya doğru demek kadar, yanlışa yanlış diyebilmek de onurlu bir duruştur.
Batman halkı, şatafatlı sözlere değil, adil icraatlara kulak verir. Bu şehir, özür beklerken özrü değil, sahiplenilmeyi gördü. İşte bu yüzden mesele artık sadece “kaçak yapı” meselesi olmaktan çıktı; “devlet adamı üslubu” meselesine dönüştü.
Bizim tavrımız değişmeyecek: Doğruyu destekleyecek, yanlışı eleştireceğiz. Çünkü hakikatin yanında olmak, günübirlik hesaplardan çok daha değerlidir.