Günaydın bu güzel memleketin güzel insanları…
Bugün de yeni bir söyleşi ile beraberiz.
Kendi bakış açımdan insanoğlunun yaşamındaki evrelerini çocuklukta saflık ve masumiyet, gençlikte heyecan ve hayaller, olgunlukta yaşanmışlıklar ve beklentiler, yaşlılıkta ise emek ve hayal kırıklıkları olarak tanımlarım.
Bu döngü yüzyıllardır böyle devam eder ve döner dolaşır tekrar başa gelir bir plak misali.
Biz yaşımızın her döneminde karşılaştığımız değişimleri sanki bizim dönemimizde icat edilmişler gibi benimseriz ve bunlar karşısında hayretten hayrete düşeriz.
Belirli bir yaşa gelindiğinde durup arkana bakıyorsun, ebeveynlerinin döneminde de bu değişimler varmış. Daha da derine indiğinde dedelerimizin de dönemlerinde aynı durumlar yaşanmış. Yaşanmış ki atasözlerine konu olmuş bu durumlar. Belki bizim dönemimizde olduğu gibi her şey açık yaşanmamış ama atasözlerine bakıldığında nerdeyse aynı yaşanmışlıklar geçip gitmiş, aynı olaylar vuku bulmuş.
Gençlerle biraz sohbet etmek isterim, içimden geldi.
Anneleri ve babaları biraz anlamaya çalışın n’olur. İnanın sizin geçirdiğiniz çocukluk ve gençlik dönemini ve heyecanını onlar da yaşadı. Şartlar farklıydı tabii ki fakat sizin döneminizdeki gibi hata yapma şansına sahip değildiler, onların dönemi daha zordu ve kurallıydı.
Daha olgun yaşarlardı ve sizden de bunu bekliyorlar.
Her anne ve baba evladının üzerine titrer. Lütfen bunu anlamaya çalışın. Yaş elliye geldiğinde bunu anlarsınız ama ömrün yarısı geçmiş oluyor. Cahit Sıtkı Tarancı’nın şu dizesi aklıma geldi: “Yaş otuz beş yolun yarısı eder.” Bu konuya da değinmeden geçemeyeceğim.
Bu sözlere hiç katılmıyorum doğrusu. Otuz beşinci yaş bir insanın hayatında en verimli olabileceği çağdır diye düşünüyorum.
Gençliğin verdiği heyecanla dolu ve hatalardan arınılmış olgun ve verimli bir yaş. Yine aynı şiirde değinilen, otuz beşinci yaşın fiziksel ve ruhsal çöküşlerin başladığı dönem olması fikrine de pek sıcak baktığım söylenemez. Bu çöküşlerin ellisinden sonra başladığına birçok kez şahit oldum.
Hayat, kanımca üç genel evrede oluşarak başlar gelişir ve son bulur:
-Birinci evre, bebeklik ve çocukluk dönemi: Masumum hayat.
-İkinci evre, bütün hayatın iniş ve çıkışlarını yaşayacağın gençlik ve olgunluk arasındaki hatalar ve pişmanlıklar: Kırgınım hayat.
-Üçüncü evre, yaşlılık. Eğer ki hayatın iniş ve çıkışlarını başarılı bir şekilde geçirmişsen hayatla barışık bir şekilde yaşamışsan: Teşekkürler hayat.
‘Işığınız hiçbir zaman kaybolmasın’ dileğiyle.
Mutlulukla ve sağlıcakla kalın.