GAZZE’NİN ATEŞ ÇEMBERİNDEKİ FERYADI VE İSLAM DÜNYASININ SESSİZLİĞİ

Yayınlama: 07.09.2025
A+
A-
     Şiddet ve savaşların üreticisi ve imalatçısı olan yobazlar, zamanımızın öldürücü bir hastalığıdır. Yobazlık, sadece cehaletin değil; aynı zamanda çıkar ve iktidar hırsının da ürünüdür.
     Müslüman yobazlığının merkez üssü konumundaki Suudi Arabistan, Amerika’nın Ortadoğu’yu istilasında en büyük rolü üstlenmiş, İslamcılığı İslam’ın ruhuna yabancı, çürümüş bir siyasi hastalık hâline getirmiştir. Bu krallık, din kisvesi altında zulme, adaletsizliğe ve emperyalizme destek olurken; İslam coğrafyasının mazlum halkları ateş çemberinde kıvranmaktadır.
     Bir yandan cami avlusunda müsafahayı bidat sayan, diğer yandan asırlık mezarlıkları “bidat” bahanesiyle yerle bir eden bu zihniyet; İsrail’in ve Amerika’nın Ortadoğu’da işlediği zulümleri, on iki buçuk milyon çocuğun açlık ve yetersiz beslenme yüzünden her yıl ölmesini hangi bidat kategorisine koymaktadır acaba? Bidat imalatçılarının bidatı meşrulaştırma ameliyesi olan “Bidat-ı hassene” hükmüne mi? Hangi fetva, hangi siyasî hesap, hangi saray ihtişamı Gazze’deki masum kanının hesabını örtebilir?
     Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!” (Hud: 113) bu ayet bize, zulme rıza göstermenin ve zalimlerle aynı yolda yürüyenlerin akıbetinin cehennem olduğunu açıkça haber veriyor.
     Bugün Gazze kan ağlıyor. İsrail’in katliamlarını görmezlikten gelen, gücü nispetinde yardım etmeyen ve zulme karşı ses çıkarmayan her Müslüman, sorumluluktan kaçamaz; vebal altındadır. Gazze mazlum, Gazze yetim, Gazze öksüz, Gazze susuz, aç ve perişandır. Çoluk çocuk, kadın, ihtiyar ve hatta hayvanlar dahi ateş çemberinde, her an ölümü beklemektedir. Toprak, kan ve gözyaşına doymuştur; gökyüzü mazlumların feryadıyla çınlamaktadır.
     Ya Rab! Abdulmuttalib’in Ebrehe’nin filli ordularına karşı acziyetini itiraf edip “Kâbe’nin bir sahibi vardır” deyişi üzerine Sen, ebabil ordularını göndererek o azgın güruhu helak ettin. Biz de aynı acziyetle, aynı teslimiyetle Sana yöneliyor, mazlum Gazze için yardım diliyoruz: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım?” (Araf: 155)
     Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin felahı? Biliyoruz ki Senin sünnetin “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm: 39) ancak bu ümmetin yönetiminde bulunanlar, makam ve servet hırsıyla zalimlerin safında yer almakta, milletlerinin gayretini engellemekte, ümmeti acziyet içinde bırakmaktadır. Ya Rabbü’l-Âlemin, bu zillet perdelerini kaldır, kalpleri yeniden dirilt, İslam beldelerini izzetle buluştur!
     “Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında / Ya Rab, o cehennemle bu tufan arasında / Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm; / Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!” diyen Akif’in dizelerinde olduğu gibi, acz içindeyiz. Küfrün rüzgârı İslam ülkelerini dalga dalga sarıyor, küfrün askerlerinin ayak sesleri kulaklarımızda çınlıyor.
     Ya Rab! Biçareyiz, Gazze biçare… “İslâm’ı elinden tutacak, kaldıracak yok… / Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok! / Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi? / Ağzım kurusun… Yok musun ey adl-i İlâhî!” diyen şairin lisanıyla Sana yalvarıyor, ümmeti diriltmeni niyaz ediyoruz. Ya Rab, ümmeti zalimlere râm etme, mazlumları sahipsiz bırakma, Gazze’nin feryadını semaya yükselen bir duaya dönüştür, yardımını tez elden gönder!
     Ve ey ümmetin evlatları! Artık silkelenip uyanma vaktidir. Suskunluk zillet, hareketsizlik ise ihanettir. Bugün Gazze için ayağa kalkmak, aslında insanlığın onurunu, imanın vakarını, mazlumun hakkını savunmaktır. Eğer bugün Gazze’deki ateşi söndürecek bir rahmet nefesi olmazsak, yarın o ateş kapımızı çalacaktır. Zulme rıza gösterenler, zalimin suçuna ortak olurlar. Geliniz, ellerimizi semaya kaldırıp yalnız dua ile değil; irade, cesaret ve gayretle de bu zillet zincirlerini kıralım. Çünkü Gazze’nin yarası aslında bütün bir ümmetin yarasıdır, Gazze’nin çığlığı aslında bütün insanlığın çığlığıdır.
     Ya Rab, kalplerimizi Senin rızana yönelt, düşmanlarımızın tuzaklarını başlarına çevir, zalimlerin adımlarını şaşırt, mazlumlara nusretini gönder, aramızdaki ayrılıkları izale eyle. Müslümanların gönüllerini birleştir, kalpleri kardeşlik bağıyla pekiştir, ümmeti tek yürek, tek saf, tek ruh eyle. Bizi affınla yücelt, rahmetinle kuşat, dualarımızı kabul buyur. Âmin.
Muhammed Zeki Mirzaoğlu
Araştırmacı Yazar

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.